MOSKOVA’DAKİ TERÖR SALDIRISINDAN KİMLER KAZANÇLI ÇIKTI?

İnsanları önce taradılar, sonra yangın bombaları atıp kaçtılar.

Bu vahşi saldırıda, en az 143 masum insan hayatını kaybetti ve yüzlerce kişi yaralandı.

Saldırı sonrası teröristler olay yerinden kaçtılar.

Saldırıyı kimler ve hangi örgüt yapmıştı?

Saldırının arkasında Ukrayna olduğu kanaati Rusya’da hâkimdi.

Ancak bu karanlık günün ardından, terör örgütü DAEŞ’in Horasan kolu Moskova’daki bu vahşi terör saldırısının sorumluluğunu üstlendi. Bu üstlenme dünya çapında korku ve öfke dalgalarına neden olurken, şüpheleri de beraberinde getirdi.,

DAEŞ’in böyle bir saldırıdan amacı ne olabilirdi?

ABD ve İngiltere günler öncesinde Moskova’daki vatandaşlarını uyarıyor…

Moskova’da gerçekleştirilen bu saldırının hemen öncesine baktığımızda küresel istihbarat servislerinin bu saldırıyı beklediği kanaati oluşuyor.

Saldırının yaklaşık iki hafta öncesine yani 7 Mart 2024’te ABD ve İngiltere’nin Moskova’daki Büyükelçilikleri Moskova’daki vatandaşlarına terör saldırıları olabileceği gerekçesi ile kalabalık yerlerden ve konser/tiyatro gibi salonlarından uzak durmaları konusunda uyarılarda bulunduğu ortaya çıkıyor.

ABD ve İngiltere bu saldırı istihbaratını nasıl almıştı ve Rus makamları ile paylaşmış mıydı?

Peki, diğer devletler Moskova’da terör saldırıları olabileceğine dair istihbarat toplayabilmişken, istihbarat konusunda dünyanın sayılı etkin servislerinden olan Rus Federal Güvenlik Servisi (FSB, eski adıyla KGB) böylesine bir terör eylemi istihbaratını nasıl ıskalamıştır?

Bu noktada şunu da söylememiz gerekir ki maalesef dünyanın terörle mücadele ve istihbarat hususunda en tecrübeli devletleri dahi bazen zafiyet gösterebiliyorlar.

Bu zafiyet de acı bedeller ödenmesi ile neticelenebiliyor.

Bu durumu maalesef biz de yaşadık.

1 Ocak 2017’de, yılbaşı gecesinde ve İstanbul’un en ünlü eğlence mekanı olan Reina gece kulübünde yapılan saldırıyı hatırlayın. Yine benzer bir saldırı olmuş ve yine DAEŞ-H üstlenmişti. Saldırı sonrasında teröristler belediye otobüsü ile kaçmışlardı.

13 Kasım 2022’de 16.20 sularında İstanbul'un en ünlü turistik caddesi olan İstiklal Caddesi üzerinde meydana gelen bombalı saldırıyı hatırlayın.

Her iki saldırıyı da dışarıdan gelen teröristler gerçekleştirmişti.

Bu çerçevede bu terör eylemlerinin nasıl ve kimler tarafından tezgahlandığının iyice ve çok boyutlu olarak irdelenmesi şüphesiz gerekmektedir.

Ancak “terör her nerede ve ne şekilde olursa olsun tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç” olduğu asla unutulmamalıdır.

Terörün her türlüsü lanetlenmelidir.

Fakat bu terör saldırıları Rusya’da ya da Türkiye’de olunca sevinenler olduğunu görüyoruz.

Sevinenlerin başında da FETÖ ve üyeleri gelmektedir.

Özellikle Ukrayna Bayraklarını sosyal medya profillerine önceden beri koyan FETÖ hesapları vicdansız yüzlerini bir kez daha göstererek Rusya’daki bu terör eylemine adeta alkış tutmaktan ve “oh olsun” demekten imtina etmediler.

Bu da FETÖ’nün nasıl bir insanlık düşmanı iğrenç örgüt ve aparat olduğunu gözler önüne net bir şekilde sermektedir.

Saldırıda Ermenistan Parmağı Var mı?

Saldırının hemen akabinde Rus medyasında enteresan iddialar ortaya atıldı.

Rus bağımsız ve tanınan gazeteci Oleg Kashin, “Dojd TV” isimli kanala verdiği bir mülakatta görgü şahitlerinin, “saldırganlardan bazılarının Ermenice konuştuğunu, Ermenice küfürler ettiklerini, “Karabağ” ile alakalı sloganlar attıklarını duyduklarını” söyledi.

Elbette bu iddiaları kapsamlı bir şekilde irdelemek gerekir fakat saldırının hedefi olan Crocus City Mall’un Azerbaycan Türkü işadamı Aras Ağalarov’a ait olduğunu ve olay esnasında hemen yandaki diğer konser salonunda da Azerbaycanlı bir müzik grubunun konseri olduğunu da göz önünde tutmakta fayda var.

Aylar önce İsrail’den Rusya’ya tehdit…

Bu arada Gazze savaşının başladığı 07 Ekim 2023’den üç gün sonra 10 Ekim 2023’de İsrail’deki Likud Partisi Parlamenteri Amir Weitmann, kızgınlığından adeta ağzından salyalar saçarak “Rusya yaptıklarının bedelini ödeyecektir” diyerek aleni bir şekilde TV kanalları üzerinden Rusya’yı tehdit etmişti.

Amir Weitmann, “Biz bu savaşı kazanacağız ve Rusya’nın da yaptıklarını asla unutmayacağız” diyerek “yaptıklarınızın bedelini ödeyeceksiniz” diye Rusya’ya tehditlerde bulunmuştu.

Bu terör saldırısının arka planının ve neticelerini değerlendirirken bu hususları göz ardı etmemek gerekir.

Peki ya Ukrayna?

Rus halkı bir taraftan Ukrayna Savaşı ile meşgulken ve savaşta üstünlük elde edilmesiyle moral bulurken Rusya’nın başkenti Moskova’nın en güvenli bölgesinde böyle büyük bir terör saldırısının olması, Ukrayna savaşı ile meşgul Rus halkının moralini bozmanın ötesinde, devletin güvenlik ve istihbarat teşkilatlarına da güvenini sarsmıştır.

Rusya’nın Ukrayna cephesinde üstünlük sağlamaya başladığı zamanlarda ve Zelensky’nin masaya oturtulmaya adım adım zorlandığı bir dilimde böyle bir saldırının gerçekleşmesi de düşündürücüdür.

Rus İstihbarat Birimlerinin, kaçan teröristleri Ukrayna sınırı yakınlarında Ukrayna’ya kaçarken yakalamaları da çok enteresandır.

Diğer yandan yakalanan teröristler, kendilerine sosyal medya yazılımı “Telegram” üzerinden ulaşıldığını, saldırı talimatlarını yine bu yolla aldıklarını ve saldırıyı gerçekleştirmek için 5000 dolar aldıklarını itiraf ettiler.

Yani bireysel olarak para karşılığı bir araya getirilmiş insanlar.

DAEŞ gibi fundamentalist militan kadrosuna sahip bir örgütün tarzına uygun düşmüyor.

Dolayısıyla bunun bir DAEŞ saldırısı olduğu inandırıcı gelmiyor.

Ki saldırganlar da açık bir şekilde saldırıyı bir örgüt adına yapmadıklarını ifade ediyorlar.

Zaten Putin saldırıdan Ukrayna‘yı sorumlu tuttuğunu söyleyerek, Rusya’nın resmî tavrını ortaya koymuştur.

Ancak DAEŞ ya da değil, bu terör saldırısı artık adet haline gelmiş kirli vekalet savaşlarının bir parçasıdır.

DAEŞ’i Kimler Kurmuştur? Kimlerin İşine Yarıyor?

Acaba DAEŞ olmasaydı başta ABD olmak üzere bir takım devletler Irak ve Suriye’de böyle geniş bir egemenlik sahası kurmak için bir bahaneleri olur muydu?

DAEŞ’in varlığının onların Ortadoğu’da bulunmaları için gerekçe oluşturduğu gerçektir.

Böylece hem Suriye hem de Irak istikrarsızlaştırılıyor ve bu aktörler kendileri için geniş bir egemenlik sahası meydana getiriyorlar.

DAEŞ ile sözde mücadele adına PKK’nın ismini değiştirip YPG adı altında başımıza bela etmediler mi?

Söz konusu örgütler bu devletlerin hedefledikleri coğrafyalarda emellerine ulaşmak için ihtiyaç duydukları gerekçeleri oluşturmak için kurulmuşlardır.

Bizi ise cambaza baktırıyorlar…

Bu arada cüzdanımız gidiyor…

İsrail Yönetimine Duyulan Nefret Tersine Çevrilmeye Çalışılıyor…

Bu saldırı ile dünya kamuoyu Siyonist İsrail Yönetimi’nden Filistinliler’e yaptığı acımasız vahşi soykırımdan dolayı nefret etmeye başlamışken nefretin yeniden İslam’a ve Müslümanlara döndürülmesi sağlanmaya çalışıldığını görmek gerekir.

İsrail, kendisine karşı oluşan nefrete karşı “siz bize kızıyorsun ama bakın radikal İslamcılar neler yapıyor, Müslümanlar böyledir” şeklinde kara propaganda yapma fırsatı elde etmiştir.

Yani İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam ve soykırıma muazzam bir karartma gerçekleştirilmiştir.

İşin ucu yine Türkiye’ye dokunuyor…

Yakalanan Tacikistan uyruklu terörist Türkiye'den geldiğini ve talimatları Türkiye’de iken aldığını söyleyerek okları Türkiye’nin üzerine çekmiştir.

DAEŞ ile en etkin mücadeleyi yapan devlet Türkiye olmasına rağmen Türkiye’yi bu tip terör örgütlerini destekleyen bir devlet konumuna sokmak isteyenler olabilir.

Bu terör saldırısı ile Türkiye Rusya yakınlaşmasının ve ortak çıkarlar doğrultusunda yürütülen denge siyasetinin bozulmasının hedeflenmiş olması da muhtemeldir.

Dahası bu saldırı ile Türk devletleri ile Rusya arasındaki yakınlaşmanın da bozulmasının hedeflenmiş olabileceği de muhtemeldir.

Öncelikle Moskova’da Askeri Ataşelik yapmış bir Amiral olarak şunu söylemliyim ki; Rusya’yı bu saldırı dize getirmez. Daha önceden de Rusya’da benzer terör saldırıları oldu. Metro ve opera saldırılarını hatırlayacaksınız.

Rusya teröristle müzakere etmez, yaptıklarının bedelini ödetir

Gazeteciler bu saldırlar sonrası Putin’e “terör Moskova’nın göbeğine geldi, Moskova’da dahi insanlar güvende değil, buna son vermek için bu gruplarla müzakere etmeyi düşünmenin zamanı gelemdi mi?” diye sorunca, Putin şu şekilde tarihi bir cevap vermiştir; ‘Rusya teröristle müzakere etmez, yaptıklarının bedelini ödetir’ demiştir ve hakikaten dünyanın her tarafında acımasızca bedel ödetmiştir.

Rusya’nın bugüne kadar teröre pabuç bıraktığı vaki değildir.

Bu duruş önemlidir ve her devlete örnek olmalıdır

Türkiye çok dikkatli olmalı…

Moskova’daki terör saldırısı dünyadaki hegemonik güçlerin vekâlet yoluyla yaptıkları kirli savaşı bir kez daha gün yüzüne sermiştir.

Onlarca yıldır bu güçlerin kirli savaşı Türkiye’yi hedef almıştır.

PKK ve FETÖ’nün yaptıkları ortadadır.

Bu kirli savaşın alevlendiği bugünlerde değişmez hedefleri Türkiye’de seçim atmosferinde ve sonrasında ayrı bir cephe açmaları muhtemeldir.

Bunun için FETÖ ve PKK’ya ilaveten kriminal geçmişleri belirsiz, Moskova’daki saldırıda olduğu gibi paraya tamah eden kayıtlı ve kayıtsız sığınmacılar potansiyel aparattır.

İstiklal Caddesindeki saldırıyı da kayıtsız bir sığınmacının yaptığını hatırlamak da fayda vardır.

Rusya’da saldırıyı yapan teröristlerden biri Türkiye’den geldiğini söylemektedir. Eğer öyle ise bu terörist Türkiye’ye nasıl girmiştir? Giriş, çıkış kayıtları var mıdır? Kayıtlı ya da kayıtsız sığınmacı mıdır?

Bu çerçevede ülkemizde sığınmacıların kontrol altına alınabilmesi için, sığınmacıların uluslararası hukukun öngördüğü şekilde vatandaşlarımızın yaşadığı şehirlerden çıkarılarak ülke içinde ve özellikle sınır ötemizde kontrolümüz altındaki bölgelerde kurulacak kamplarda bir an önce toplanmasının çok önemli bir gereklilik olduğunu düşünüyorum.

Devletimizin terörle mücadele konusunda son derece tecrübeli, etkili ve tedbirli olduğuna elbette şüphe yoktur.

Son söz olarak; tüm bu yaşananlar sonrası Türkiye ve Rusya’nın PKK ve DAEŞ’e karşı samimi işbirliği ve mücadelesi başta Suriye olmak üzere bu coğrafyada kurulan oyunu bozar.

Allah Türk milletini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ilelebet korusun kollasın güçlendirsin.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ayağına taş değdirmesin daima muzaffer kılsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Cihat Yaycı Arşivi