Değerli dostlar değerli okuyucular ,dost acı söyler derler atalarımız.
Dalkavuk olmayı değil ,ciddiyetle ve hassasiyetle uyaran dost olmayı görev bilirim.
Her zaman çıktığım Tv programlarında, yazılarımda milletimizin canını yakan konuları söyledim, yazdım.
Bugünlere öz eleştiri yapamadığımız için geldik .Gelecek adına endişelerimiz devam ediyor.
Bu söylemlerimiz ve yazılarımızdan dolayı, memnun değilseniz başka mecralarda siyaset yapın diyenlerde oluyor. Hatırlatmak isterim, biz siyaset yapmıyoruz.
Biz milletin söylemek isteyip sesini duyuramadığı konularda sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.

Değerli dostlar, Cumhur ittifakı adına yenilgi ile sonuçlanan yerel seçimler sonrası, Sn. Cumhurbaşkanımız, sonuçlardan ders çıkarılacağını, gerekli adımlar ve reformlar yapılacağını söyledikten sonra ekleme yaptı.
Eleştiri öz eleştiri adı altında teşkilatlarımıza ayar vermeye çalışanlara fırsat vermeyeceğiz dedi.
Bende bir önceki yazımda, son 5 yıldır yazılarımızda ve söylemlerimizde kimseye ayar vermediğimizi, durum tespiti yaptığımızı, testi kırıldıktan sonra tokadın bir anlamı olmadığını ifade ettim.
CHP lideri Sn. Özgür Özel'in insiyatif kullanıp, uzlaşmacı tavır sergilemesini, iktidar ile iletişimi yoğunlaştırmasını doğru buluyorum.
90'lı yıllarda var olan siyasetteki nezaket dilini ,iletişimi bugünlerde de görmek ve yaşamak istiyoruz. Zaten yurt içinde ve yurt dışında ortalık toz duman.
Tepeden tabana kadar sessiz sakin ve nazik olmak istiyoruz .Kutuplaşmak istemiyoruz.

Şimdi gelelim asıl meseleye.
Ekonomi hala bozuk. Düzelen bir şey yok. Halkın hissettiği olumlu bir tablo yok. Hala ucuz kıyma kuyrukları var. Hala gıdada olağanüstü bir pahalılık var. Hala kiralar çok yüksek .Hala asgari ücret yetmiyor, hala emekli perişan halde .İş verenler hala kredi alamıyor, iş yerleri kapanıyor, firmalar batıyor! Teşvik yok destek yok. Hala hayvancılık ve çiftçiliğin gelişmesi için yeterli adımlar atılmıyor.
Kur korumalı mevduat programı zengini zengin ,fakiri daha da fakir etmeye devam ediyor .Milletin parası kur korumalı mevduat programına kanalize ediliyor .
İşte bu durum ,İktidar ve Özgür Özel arasında yaşanan ılımlı iletişimi gölgede bırakıyor.
Bu durum iktidar adına çölde serap görmek gibidir.
Seçimler biteli nerdeyse 40 gün olacak .İktidardan somut bir değişim adımı görülmedi.
Millet farkında. Değişim yok. Nasıl bir değişim yapılacağı konusunda kimsenin bir fikri yok. Durum böyle giderse yapılacak ilk seçimde Cumhur ittifakı seçimi kaybeder. Seçim öncesi bir anket firması patronu mevcut tabloyu açıkça ifade etti diye adamın ne ihaneti kaldı, ne şerefi kaldı, ne kriptoluğu kaldı !Adama her yafta vuruldu! Seçim sonucu da birebir adamın dediği gibi oldu!

Şimdi soruyorum, kim haklı ?
Mevcut tabloyu toz pembe gösteren dalkavuklar mı, durum tespiti yapan, gerçeği olduğu anlatan, uyaran, endişe eden, acı söyleyen dostlar mı? Kim haklı arkadaşlar? Cevabını siz değerli okuyuculara bırakıyorum.
Bir mesele daha var. Son 10 yıldır iktidara oy veren seçmen arasında bir söylem var. Reis iyi etrafı sıkıntılı söylemi.
Eğer gerekli reformlar yapılmaz, gerekli değişimler yapılmaz, somut adımlar atılmaz ise algı tersine dönecek. Etrafını boşverin Reis sıkıntılı diyecek insanlar! Uyarıyorum, dikkat edin diyorum. Zaman çabuk geçiyor. Daha hızlı hareket edilmeli, daha sert ve radikal adımlar atılmalıdır.
Bugüne kadar yapılan özelleştirmeler mümkün ise iptal edilmeli, özelliştirmeden vazgeçilmelidir. Rahmetli Ecevit döneminde Kemal Derviş reformlarına benzer çalışmalar yapılmalıdır.

İktidarın gelecek adına siyaseti emanet edeceği, Türkiye’yi ileriye taşıyacağı kadrolar yetiştirmesi gerekir. Yeni yüzler, dinamik, kararlı, azimli,
gözü kara vatan evlatlarını tespit edip gelecek adına hazırlaması gerekir.
Merkezde Vatan, millet, bayrak ve Atatürk ilke ve inkılapları olmalıdır.
Atatürk ilke ve inkılaplarından uzaklaşmamak gerekir.
Bugün Atatürk’e kem gözle bakan ahaliden bazı isimlerin, Cumhuriyet sayesinde milletvekili, bakan olduklarını unutmamaları gerekir!
Bu kişilerin saltanat kalsaydı, saraya faytoncu bile olamayacaklarını unutmamaları gerekir!
O yüzden merkezde Atatürk olmalıdır!
Atatürk’e kem gözle bakan Diyanet işleri başkanı ile ,sporda birlik ve beraberliği sağlayamayan ve gündemden düşmeyen TFF başkanı ile de olmaz!
Tüm sıkıntılar içinde bir de bunlar var!
Tüm kadrolar ,sermaye el değiştirmeli ,piyasanın şişkinliği giderilmelidir!
Türk milleti dinine, örf adetine, gelenek göreneklerine bağlıdır, Atatürk‘te kırmızı çizgisidir!
Anadolu’da standart bir anlayış vardır. Aşırıya kaçmayan bir dindarlık, kalplerde her daim yaşayan bir Atatürk’çülük vardır.
O sebeple aşırıya kaçan hiç bir söylem ve davranış milletin hoşuna gitmez!
Millet affetmez!
Sandıkta cevabını verir.

Ekonomi bozuk, hayat pahalı, Atatürk‘e kem gözle bakan bir diyanet işleri başkanı, tek hobimiz olarak kalan futbolu yönetemeyen bir TFF başkanı varken, kimse değişim ve dönüşümden bahsetmesin lütfen!
Bir an önce hareket edilmeli, gerekli adımlar atılmalıdır.
Her yazımda söyledim, biz cesur adamlarız.
Vatanın bekasını ilgilendiren her konuda dimdik durduk, ekranlarda cesurca mücadele ettik, yazılarımızda uyardık.
Bizi bilen bilir, bilmeyende kendi gibi bilir.
Son sözüm değişmez,
Allah vatana millete zeval vermesin.
Vesselam.