ÇOK GİZLİ PLANLARIMIZ YİNE ÇÖP OLMUŞ…

ÇOK GİZLİ PLANLARIMIZ YİNE ÇÖP OLMUŞ…


2016 Aralık ayından sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığına Milli Harekat Plan Subayı olarak atanan, 2023 yılında da ankesör irtibatlarının ortaya çıkmasının ardından Hava Kuvvetler Karargâhında hem de çok gizli harekat planlarının hazırlandığı dairede görevli Hasan K. isimli Pilot Kurmay Albay önce emekli edilmiş..


Aylar sonra bu yakınlarda ise FETÖ soruşturmaları kapsamında gözaltına alınmış…
Ve itirafçı oldu…


SORU; Madem ankesör irtibatı çıkmıştı da, niye kamu görevinden çıkarılmadı da emekli edildi?
Kim kamu görevinden çıkarılmayıp, emekli olmasını sağladı?


Neyse devam edelim…


13 YAŞINDA KOD ADI ALMIŞ…


Hasan K. daha 13 yaşındayken örgüt tarafından kendisine “Cengiz” kod adının verildiğini, 1992 yılında 13 yaşındayken Amasya'da orta okul dönemde Bahadır kod adlı örgüt imamı tarafından FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü ile tanıştırıldığını, kendisinin "seni Askeri Liseye sokacağız bunu kimseye söylemeyeceksin” dendiğini ve sorular verildiğini söyledi.


Askeri liseye bu şekilde girdiğini, askeri lise ve sonrasında harp okulunda örgüt abilerinin talimatlarını yerine getirerek okuduğunu söyledi.


Hasan K. mezun olduktan sonra “maaşının %10’luk kısmını her ay örgüte himmet” adı altında verdiğini ve “katalog evliliği” yaptığını da söyledi.


FETÖ mensubu Hasan K. böylece kendisi gibi “Kurmay Albay” olan eşini de deşifre etti.


FETÖ mensubu karı-koca etkin pişmanlık yasasından faydalanmak istediklerini söyleyerek böylece birlikte itirafçı oldular.


Tabii yine hemen her FETÖ itirafçısı gibi FETÖ mensubu olan diğerlerinin pek ismini vermediklerini, hele hele görevdeki FETÖ mensuplarının isimlerini hiç vermediklerini, isim vermişlerse ya kesin hüküm giymiş olanların ya da yurtdışına firar etmişlerin isimlerini verdiklerini düşünüyorum.


Ankesör ve Bylock nedeniyle yakalanan çoğu FETÖ mensubundan hangilerinin itirafçı olacağına ve hangi isimleri vereceğine örgütün kendisinin karar verdiğini de biliyorum.


Ama yine de olsun, örgütün varlığının ispatı ve yapısının çözülmesi açısından bu itirafçı ifadeleri çok önemli.


Bu ifadeler ile FETÖ’nün nasıl bir ihanet ve casusluk ağı oluşturduğunu görüyor, öğreniyoruz.


Bu itirafçı karı koca da yaptıkları itiraflarla, FETÖ’nün ne derece büyük bir casusluk yapılanması olduğunun yanısıra hala diri ve karar alma mekanizmasında bile zehrini saçmaya devam ettiğini gösterdiler.


Ama bundan daha vahimi, 15 Temmuz 2016’nın üzerinden nerdeyse 8 sene geçmesine rağmen bu karı kocanın tespit edilmeden Hava Kuvvetlerinin en kritik dairelerinde görev yapmış olmalarıdır.


Bakın şimdi daha neler olmuş…


Güler K. ‘nın ifadeleri ile biraz geçmişe gidelim…


ASKERİ OKULA GİRMEDEN FETÖ MENSUBU OLMUŞ!


Güler K. da 1997 yılında Ankara'da örgüte ait bir dershaneye gittiğini ve örgüt tarafından askeri okula sızdırılması hedeflenen 10 kişilik bir gruba dahil edildiğini söyledi.


Güler K. da bir kez daha FETÖ'nün askeri okullara sızma ve kritik noktalara yerleştirme stratejilerini gün yüzüne çıkardı.


Güler K., 1997 yılında askeri okula başvurmak için Ankara'dan İstanbul'a otobüsle gitmiş, bu otobüs yolculuğu esnasında kendisine örgüt ablası eşlik etmiş.


Dershanede görevli ve kendisinden sorumlu örgüt ablası “tedbir” diye adlandırdıkları “fark edilmeme” davranış biçimleri kapsamında “otobüste yanına değil arka koltuğa” oturmuş.
Yolculuk süresince örgüt ablası kendisine sınav esnasında ve okula girdikten sonra nasıl davranacağına dair talimatlar vermiş. Özellikle de sessiz kalmayı, çok konuşmamayı ve dershane geçmişini saklamayı tembihlemiştir.


Yani, 1997 yılında sızdırılan Güler K. okuldaki ilk günden itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değil, FETÖ’nün askeri olarak TSK’da öğrenci olarak göreve başlamış.


Güler K. Askeri Okula giriş yaptıktan 1 ay sonra düzenli olarak örgüte raporlar vermeye başladığını,
Bu raporları da T. İsimli ve okuldaki tüm komutanları detaylı şekilde tanıyan bir örgüt abisine verdiğini itiraf etmiştir.


Seneler bu şekilde örgüt emrinde askeri okulda okuyarak geçmiştir.


Daha sonra evleneceği sınıf arkadaşı Hasan K. gibi kendisi de örgüt lideri Fetullah Gülen ile Altunizade'de görüşmüş.


Ve nihayet 2001’de Harp Okulu bitmiş ve sıra evlenmeye gelmiştir.


Güler K. 2001'de İzmir'de uçuş okuluna başlamış ve yine örgüt mensubu eşi Hasan K. İle yine örgüt talimatları çerçevesinde evlenmiştir.


İmam nikâhlarını kim kıymış? Tahmin edin…


Adil Öksüz!


ADİL ÖKSÜZ’ÜN KIYDIĞI İMAM NİKAHI


İzmir'de imam nikâhlarının yapılması için örgüt abisi tarafından Adil Öksüz'ün evine götürülmüşler.


Evlendikten sonra FETÖ’nün aynı hücresi içerisinde yer almışlar ve bu hücreden talimatlar almışlar.


Böylece birbirlerinin de adeta diğerini kontrol altında tutan “komiseri” olmuşlardır.


Hasan K. F-16 pilotu olmuş, Güler K. ise personel sınıfına ayrılmış…


Hasan K.’nın örgüt abisinin eşi de Güler K.'ya örgüt ablalığı yapmış. Tek hücrede örgüt tarafından takip edilmişler.

Anlattıkları örgüt abisi tarafından bilgisayara not edilmiş, her ikisi de her ay maaşlarının %10’unu dan himmet olarak örgüte vermeye devam etmişler…


Tüm bunlar FETÖ’nün kurduğu inanılmaz iç istihbarat ve kontrol ağının yanısıra ekonomik ve casusluk yapılanmasını da gözler önüne sermiştir.


Yıllar, örgüt talimatlarına göre TSK’da görev yaparak ve birliklerinde olup biteni FETÖ’ye raporlayarak, yani casusluk yaparak geçmiştir.


Bu kişileri subay yapmayı teklif edenler kimlerdi?


Nihayet örgüt kurmay olmalarının zamanı geldiğini söyleyerek, karı koca elemanları akademiye “bir model” süslemesiyle Hava Harp Akademisine sokmuştur.


ADİL ÖKSÜZ VE KEMAL BATMAZ İLE GÖRÜŞME


Hasan K., 2008 yılı Ağustos ayında 2 yıllık Kurmaylık eğitimi için eşi ile beraber İstanbul’da Hava Harp Akademisine gittiklerini, bu esnada da bir gün örgüt abisinin "sizi Hava Kuvvetleri İmamı olan büyüğümüzün Adil Öksüz'ün yanına götüreceğim, beni araba ile takip edin” demesi ile;

  • Adil Öksüz ile Ümraniye’de bir evde görüşüp yemek yediklerini,
  • Görüşmede Adil Öksüz’ün yanında Kemal Batmaz’ın da bulunduğunu,
  • Yemekten sonra ayrılırken eşi ve kendisine Amerika'dan Fetullah Gülen adına hediye saat hediye edildiğini söylüyor.

Daha sonra 2010 yılında Hava Harp Akademisini bitirerek “kurmay subay” oluyorlar…


Hatta kamuoyunda reklam olsun ve diğer örgüt elemanlarına moral olsun diye Güler K.’nın kurmay okulunu birinci bitirmesi sağlanıyor…


Yine yıllar örgüt abla ve abilerine TSK ve görevli oldukları birlikler hakkında haftalık raporlar vererek, talimatlar alarak, talimatları uygulayarak ve himmet vererek geçiyor.


2013 yılına gelindiğinde ise, yine örgüt tarafından yurtdışına NATO görevine gönderilmelerine karar veriliyor ve yurtdışı görevlere gitmek için yazılı ve sözlü yabancı dil sınavlarına giriyorlar…


Görevlere örgüt mü karar veriyordu diye sormayın, örgütün her kurumda TAYİN HEYETİ vardı. Bu gerçek yüzlerce itirafçı ifadesinde vardır.


Ne hikmet ise, ikisi de sınavlardan yüksek notlar alıyorlar ve TSK’da çok ender olarak rastlanan şekilde her ikisi de 2014 yılında NATO görevine, hem de aynı yerde tefrik ediliyorlar.


Bu arada kamuoyunda “FETÖMETRE” olarak bilinen sistem içinde yer alan “yıllara sari yazılı ve dinleme sınav sonuçları analizi” yapıldığında ortaya çıkacak “sınav anomalileri” ile rahatlıkla sınavların kendilerine verilip verilmediği kanaati oluşur.

BU KURMAY ALBAYLARIN ALMANYA’DAKİ ÖRGÜT ABİLERİ BANKADAKİ GECE TEMİZLİK İŞÇİSİ İMİŞ…


15 Temmuz darbe girişi sırasında NATO görevi için Almanya'da olan bu FETÖ üyesi çift, burada da bir bankada gece temizlik işleri yapan örgüt abisiyle görüşerek aldıkları talimat doğrultusunda darbe girişimi sonrası yurda dönüyorlar…


Bunların FETÖ iltisaklı olduğunu bilen ya da değerlendiren subayların, bu karı-koca hakkında işlem yapılmasını istemelerini ve atanmalarına itirazlarını birileri hiç dinlemiyor, dinlemediği gibi kefil oluyor ve hangi görevlere atanmalarını sağlıyorlar biliyor musunuz?


KÜMES TİLKİYE EMANET EDİLMİŞ


Hasan K. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığına Milli Harekat Plan Subayı Güler K. ise, Personel Plan Kısım Amiri olarak atanmış.


Birisine çok gizli harekat planlarımız, diğerine çok gizli personel planlarımız emanet ediliyor.
Sakın bu planlar sadece Hava Kuvvetlerinindir diye düşünmeyin.


Çünkü her Kuvvet Komutanlığının bu çok gizli planları diğer Kuvvet Komutanlıklarının Planları ve Genelkurmay Başkanlığının Müşterek Planlarından alınan bilgi ve talimatlarla hazırlanır ve güncellenir.


Ortada büyük bir skandal vardır.


Bu şahısların ve diğer tüm itirafçıların ifadelerinden çıkan sonuç, TSK mensubu olarak gözüken bu şahısların aslında başka bir hiyerarşinin mensupları olduğudur.


Dolayısıyla TSK’da erişebildikleri her türlü bilgiyi ve sırrı FETÖ’nün hiyerarşik yapısında bağlı oldukları üçüncü kişilere 13 yaşından beri veriyor ve uzun yıllar boyunca casusluk yapıyorlar…


Malum önce “FETÖ kumpas davaları” ile TSK’nın tüm harekat ve istihbarat planları çarşaf çarşaf ortalığa dökülmüş, iddianamelere konulmuş, Yunanistan dahil herkese dağılmıştı..


Planlar yeniden yapılmak durumunda kalmıştı…


O da bir skandaldır.


Zira yeni planları da meydanın kendilerine bırakıldığı FETÖCÜ subaylar yapmıştır…


Tabiatı ile o planlar da örgüt abilerine verilmiş, onlar da artık nereye verdilerse…


Neyse 15 Temmuz sonrası tüm bu skandallar neticesinde Planlar yeniden yapılmıştır ama gördüğümüz kadarı ile bu planlar da çöp olmuş..


Çünkü bu çocukluklarından beri FETÖ mensubu olan bu çiftin de 2016-2023 arasında örgütle hiçbir irtibat kurmadığını düşünmek saflıktan öte olur…


Zira FETÖ bunları okutmuş, sınavlarını kazandırmış, meslek ve kariyer sahibi yapmış, evlendirmiş… Yani FETÖ, mensupları için anne-babanın yerini almıştır.


İnsanın anne ve babası ile irtibatı kesmesi ne kadar mümkün olabilir?


ÇOK GİZLİ PLANLARIMIZ ÇÖP OLMUŞTUR…PEKİ BUNUN HESABINI KİM VERECEK?


Ortada büyük bir rezalet ve FETÖ ile mücadele konusunda sorulması gereken derin sorular bulunuyor.
Tüm itirazlara rağmen bunlara kim kefil oldu?


Kim bunları 15 Temmuz sonrası bu kritik görevlere getirdi?


Bu karı kocaya kefil olanlar, kimlere kefil olup general olmalarına katkı sunmuşlardır?


Ve en önemlisi bu karı kocaya kefil olanlar başka bir cemaatten gibi göründüler mi?


Bu karı kocaya kefil olanlar acaba FETÖ ile mücadele edenlerin emekli edilmesinde de etkili olmuşlar mıdır?


Kamuoyunda FETÖMETRE diye bilinen sistem uygulansaydı, askeri okullar dahil tüm sınavları önceden alarak kazanıp kazanmadıkları, katalog evliliği yapıp yapmadıkları, görev yerlerini örgütün belirleyip belirlemediği ve diğer tüm benzeri hususlar rahatlıkla tespit edilebilirdi.


FETÖMETRE neden uygulanmadı?


Madem ankesör irtibatı çıkmıştı da, Hasan K. niye kamu görevinden çıkarılmadı da emekli edildi?


Kim bu şahısların kamu görevinden çıkarılmayıp, emekli olmasını sağladı?


15 Temmuz sonrası 2017 yılında Hava Kuvvetlerinde astsubaydan subay yapılan 127 kişide 120’sinin FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edildiği doğru mudur?


FETÖ ile samimi mücadele etmek ile FETÖ’nün üst düzey yapılanmasını ortaya çıkarılmasını isteyen varsa asıl bunu araştırır!


Bu örgüt ne PKK ne de başka bir örgüte benzer. Devleti ele geçirmeyi hedef edinen FETÖ bir terör, hırsızlık, gasp ve casusluk örgütüdür.


Bu anlatılanlardan ve itiraflardan sonra hala bu örgütü “dini bir cemaat”, örgüt mensuplarını “alnı secdeye değen insanlar” olarak gören varsa, şüphesiz onlar da FETÖ iltisaklıdır.


Mensuplarına kod adı veren dini cemaat olabilir mi?


Bu son olay dahi FETÖ’nün TSK dahil devletin en mahrem kurumlarında ve hem de en kritik makamlarda varlığını devam ettirdiğini göstermektedir.


“FETÖ temizliği bitti” ya da “FETÖ temizliği büyük oranda tamamlandı” diyenler de; ya yanılıyor, ya da onlarla işbirliği içerisindedir.


Allah Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve Türk Milleti’ni korusun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cihat Yaycı Arşivi