AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Modern tarihin en büyük katliamı

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Modern tarihin en büyük katliamı
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail'in Gazze'deki hastane katliamı sonrası açıklamalarda bulunuyor. Türkiye'de üç günlük yas ilan edileceğini söyleyen Çelik, "Aynı acıyı paylaşıyoruz. Bu kayıp aynı zamanda bizim kaybımızdır." dedi. İsrail'in kendi topraklarında yaşayanlara yaşam hakkı vermediğini sözlerine ekleyen Çelik, yaşananları, "Modern tarihin en büyük katliamı" olarak değerlendirdi. Öte yandan Çelik, ABD Başkanı Joe Biden'ın İsrail ziyaretine ve Blinken'in tutumuna sert tepki gösterdi.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. İsrail'in Gazze'de bir hastaneyi vurarak 500'den fazla kişinin ölümüne yol açtığı vahşete sert tepki gösteren Çelik, saldırıyı, "Modern tarihin en büyük katliamı" olarak değerlendirdi.

Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle;

İsrail kendi topraklarında yaşayanlara yaşam hakkı vermiyor. İnsanlar can korkusu ile göç ederken onları bombalıyor. İnsanlar en azından bu kadarını da yapmaz diye hastaneye sığınıyorlar, orayı da bombalıyorlar. Dünyanın en büyük vahşetlerinden biri olarak değerlendirilmeli. Modern tarihin en büyük katliamı. Bu çerçevede üç gün ulusal yas ilan edilecektir. Bu büyük milletimizin Filistin’deki mazlum, çoluk, çocuk, masumlarına dayanışmasının, kalbimizin ve bütün varlığımızla onlarla birlikte olduğumuzun bir ifadesidir. Aynı acıyı paylaşıyoruz. Bu kayıp aynı zamanda bizim kaybımızdır.

Bu saldırıyı lanetliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın yas ilan etmesiyle milletimizin bu mazlumların acısıyla dayanışması çerçevesinde yürürlüğe girecektir.

"NASIL SEYİRCİ KALDIKLARINI HEP BERABER GÖRÜYORUZ"

Gazze’nin bombalanması karşısında uluslararası kurumların nasıl seyirci kaldığını hep beraber görüyoruz. Olayların başladığı ilk andan itibaren Cumhurbaşkanımız gerek Filistin tarafından gerek İsrail tarafından tüm sivil kayıplarına karşı olduğumuz, burada hedeflenmesi gereken şeyin adil barış olması gerektiğini net bir şekilde ifade ettiler.

Bir tek sayın Cumhurbaşkanımız olayların başladığı andan itibaren adil bir barıştan söz ederek savaş kışkırtıcılığı yapanlara karşı bütün masumlardan yana, bölge barışından yana bir perspektifi ortaya koymuştur. İlk andan itibaren barış perspektifini ortaya koyan yegane lider olmuştur.

ABD'NİN BÖLGEYE SAVAŞ GEMİLERİ VE UÇAK GEMİLERİ GÖNDERMESİ

ABD’nin ve bazı Batı ülkelerinin ilk yaptığı eylem ise bölgeye savaş gemileri ve uçak gemileri göndererek olmuştur. Bunun bölgedeki tansiyonu daha yükselteceğini, çatışmaları körükleyeceğini görmezden geliyorlar.

Bölgeye uçak gemisi göndermek bir barış perspektifi değildir. Eş zamanlı olarak Batı ülkelerinden Filistin ile dayanışma gösterilerini yasaklanması insan hakları ifade hürriyeti gibi kavramların nasıl çifte standartla yürütüldüğünü göstermektedir.

Bazı demokratik ülkelerde kitap fuarlarında Filistinli yazarların etkinliklerinin iptal edilmesine kadar uzamıştır. Bunu Nazi dönemi uygulamalarında dünya çok iyi hatırlamaktadır.

Şimdiye kadar maalesef ABD bir çözüm perspektifi içinde durmamış çatışmaların körükleneceği açıklamaların ifade ettiği bir orta çağ zihniyeti yürürlüğe girmiştir.

Ortada İsrail’in kendini savunma hakkı var diyenlerin bunu Gazzeli’lerin yaşam hakkını yok edecek bir noktaya varmaması gerektiği konusunda herhangi bir uyarları yok. O yüzden dün gece hastaneyi bombalayarak sivilleri öldürüyor. Hala çıkıyorlar İsrail’in kendini savunma hakkı var. İsrail’in kendini savunma hakkı çocukları öldürme hakkı mıdır?

Dün atılan ve hastaneyi vuran füzenin dezenformasyon kampanyası başlayarak Hamas tarafından atıldığı söylendi. Bütün uzmanlar oraya koyuyor ki bu füze İsrail güvenlik güçleri tarafından o hastane hedef alınarak yapılmıştır. Diğer iddialar dezenformasyondur. ABD Başkanı da burayı başkasının vurduğunu ifade ediyor. Daha ilk andan itibaren İsrail ordusu adına resmi hesaplardan yapılan açıklamada buranın hedef alındığı insanlık dışı cümlelerle ifade edilmiş, bu ifadeler sosyal medya hesaplarından silinmiştir.

Uluslararası kurumların da bu çatışmaların büyük bölge savaşı eğine geldiği durumda uluslararsı kurumların iflasın eşiğine geldiği görülmüştür.

İsrail Başbakanı Netanyahu çıktı, 'Bölge haritasını değiştireceğiz' dedi.

Burada düşünülmesi gereken askeri eylemlerle Gazze’ye kara harekatı yaparak daha çok katliamlara seyirci kalmak değil İsrailli, Filistinli çocukların rahat uyuyabildiği bir perspektifin çıkarılmasıdır.

Ülkelerin garantörlüğü ile uluslararası korumaların Gazze’lilerin sağlanması ile 67 parametrelerine uygun Filistin devletinin kurulması ile bu çözümün sağlanması mümkündür.

"TÜRKİYE VE CUMHURBAŞKANIMIZIN TARAFI BELLİDİR"

Bazı batılı politikacılar 'Erdoğan tarafını seçsin' diyor. Kimsenin bize taraf seçtirmeye yetkisi yoktur. Türkiye Cumhuriyetine taraf seçtirecek yer yüzünde bir devlet, politik güç yoktur.

Türkiye ve Cumhurbaşkanımızın tarafı bellidir insani değerlerden, hakkaniyetli çözümden, adil bir barıştan yanayız. Bir halkın topluca cezalandırılmasına, hastanelerin vurulmasına topyekün karşıyız.

Bir an evvel Gazze’de bombalamaların sona ermesi, politik bir çözüm için herkesin sorumluluk alması gerekir.

"HASSASİYET GÖSTEREN BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZA ŞÜKRANLARIMIZI SUNUYORUZ"

Tek taraflı olarak seçici bir adaletle yapılan açıklamalar bir takım aşırı eylemlerin daha da cesaretlendirilmesinden başka bir işe yaramamaktadır.

Günlerdir Gazze’nin bombalanması karşısında vatandaşlarımızın Filistinli mazlumlarla dayanışma için meydanlarda olması, parti teşkilatlarımızın meydanlarda olması şükranla karşılanması gereken bir husustur.

Devletimiz oraya insani yardım götürürken vatandaşlarımız meydanlarda olmaktadır. Bu işgale karşı protestolarını sürdürdükleri gibi mazlumlarla dayanışma konusunda seslerini yükseltmektedirler. Hassasiyet gösteren bütün vatandaşlarımıza, öncü rollerini insanlık vicdanı adına ortaya koyan tüm parti teşkilatlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz.

Bazen Türkiye şöyle yapsa diye çeşitli vatandaşlarımızın tavsiyesi oluyor. Bunları da değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız tecrübesi ile çok yönlü, çok boyutlu geleceği de düşünen bir gün bir politika çözümün hayata geçmesi perspektifini koruyan bir diplomasi yürütmektedir.