Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni anayasa vurgusu! "Meclisimizin önünde hiçbir engel bulunmuyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yeni anayasa vurgusu! "Meclisimizin önünde hiçbir engel bulunmuyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. TBMM'de yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili konuşan Erdoğan, "Meclisimizin, milletimizin her bir ferdinin 'işte benim anayasam' diyerek bağrına basacağı sivil bir anayasayı yapmasının önünde hiçbir mani bulunmuyor." ifadelerini kullandı. Terörle mücadele konusunda dost ülkelere de seslenen Erdoğan, "Biz acımızı paylaşan dostlarımızdan kınama mesajlarıyla birlikte artık daha somut adımlar bekliyoruz." dedi.

Danıştay Eğitim Tesisi Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Adalet önceliğimizdir, hiçbir zaman taviz vermeyiz." ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Afrika'dan Avrupa'ya dünyanın pek çok bölgesinden yüksek yargı mensubunu ağırladığımız bu programı Danıştay Eğitim Tesisi açılışı ile taçlandırıyouruz.
Tesisin kurumumuza hayırlı olmasını diliyorum. Kazandırılmasında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.

"ADALET ÖNCELİĞİMİZDİR, HİÇBİR ZAMAN TAVİZ VERMEYİZ"

Merdiven altı denebilecek yerlerde adalet dağıtmaya çalışılan o yerleri unutturmak için çok çaba harcadık. Bu çabalarımızda muaffak olduk. Bugün yüksek yargı organlarımızın hepsi güzel binalarda milletimize hizmet veriyor. Geç gelen adalet, adalet değildir düsturuyla gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Adliyenin kapısını adaletin de kapısı haline getirinceye kadar durmadan, dinlenmeden çalışacağız. Adalet önceliğimizdir, hiçbir zaman taviz vermeyiz.

Danıştay'ımızın güzide mensuplarına bu gayretlerimizde verdikleri ve verecekleri destekler için teşekkür ediyorum.

İçinde bulunduğumuz Ekim ayı tarihimizde çok önemli bir yere sahip. Kurduğumuz son devletin temellerinin atıldığı tarih. Amacımız cumhuriyetimizin ikinci asrına daha da kuvvetli bir şekilde girmektir.

Adalet hizmetlerinin kalitesini artırırken, güvenliği de ihmal etmiyoruz. Binlerce insanımızın hayatına mal olan terör örgütünden, FETÖ'ye, çetelere kadar tüm şer şebekelerine karşı yürüttüğümüz mücadelenin yanında güvenliği tahsis mücadelemiz bulunuyor.

"AMACIMIZ CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ ASRINA EMİN ADIMLARLA GİRMEKTİR"

İçinde bulunduğumuz ekim ayı, tarihimizde çok önemli bir yere sahiptir. 29 Ekim'de bu topraklarda kurduğumuz son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti'nin 100'üncü yıldönümüne ulaşacağız. Cumhuriyetimizin 100'üncü yaşını bir anma etkinliğinden öte, yeni reform hamlelerimizle hak ettiği şekilde kutlamak istiyoruz. Son 1 asrın kapsamlı muhasebesini yaparken aynı zamanda milletimizin demokratik kazanımlarını daha da güçlendirmeye çalışıyoruz. Amacımız Cumhuriyetimizin ikinci asrına daha emin adımlarla, birlik ve beraberliğimizi daha da kuvvetlendirmiş şekilde girmektir. Vatandaşlarımızın özgürlük alanlarını genişletme idealimizin tepesinde ülkemizi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Vesayetçilerin, 27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye'nin ayağına vurduğu, 12 Eylül rejiminin perçinlediği prangaların sökülüp atılma vakti artık gelmiştir.

"YENİ ANAYASAYA DAİR YAPICI TAVRIMIZI ORTAYA KOYDUK"

Sivil anayasa talebi, iradesine gerektiğinde canı pahasına sahip çıkan aziz milletimize anasının ak sütü gibi helaldir. Bu talebe siyaset kurumu başta olmak üzere sorumluluk makamında olan hiç kimsenin kulak tıkama lüksü yoktur. Pazar günü 28'inci Dönem 2. Yasama Yılına başlayan Meclisimizde yeni anayasaya dair yapıcı tavrımızı ve beklentilerimizi ortaya koyduk.

85 milyonun tamamının kırmızı çizgileri haricinde her konuyu görüşmeye, tartışmaya, müzakereye açık olduğumuzu ifade ettik.

Yeni dönemde milletimize verilecek asıl müjdenin Türkiye'yi sivil, kuşatıcı, özgürlükçü bir anayasayla buluşturmak olacağı anlaşılıyor. Temsil kabiliyeti son yılların en yüksek seviyesine ulaşan Meclisimizin, milletimizin her bir ferdinin 'işte benim anayasam' diyerek bağrına basacağı sivil bir anayasayı yapmasının önünde hiçbir mani bulunmuyor.

Uzun yıllar sonra ilk kez yeni anayasa konusunda parlamentomuzda ve kamuoyumuzda oluşan müspet atmosferi bu bakımdan çok kıymetli gördüğümüzü belirtmek istiyorum. Hukuk camiamızın da birikimleri, müktesebatları ve değerli önerileriyle bu sürecin dışında kalmamalarını bekliyoruz. Hep söylediğimiz gibi hakikatin kıvılcımı, farklı fikirlerin çarpışmasından doğar. Türkiye'nin en büyük zenginliği, konuşan, iradesine sahip çıkan, sandığın namusuna halel getirmeyen, tercihini meşru yollarla ifade eden, demokrasiyi özümsemiş bireylere sahip çıkmasıdır.

"BU  TAVRI BİZ GERÇEKTEN ANLAYAMIYORUZ"

Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşılarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz. Meşru yollar varken gayri meşru yollara tevessül edenler milletin canına, malına, huzuruna kast edenler, vatanımızın bekasına tehdit oluşturanlar bu pervasızlıklarının hesabını yargı önünde mutlaka vermek zorundadır.

Son günlerde bazı mahkemelerin de maalesef buna alet olduğunu veya edildiğini görüyoruz. Binlerce evladını teröre kurban vermiş bir millet olarak eli kanlı canilere gösterilen bu müsamahakar tavrı biz gerçekten anlayamıyoruz. Klasörler dolusu delile rağmen terör elebaşlarına yönelik hiçbir adım atılmamasını ne kendimize ne milletimize izah edemiyoruz. Hele hele söz konusu kendi güvenlikleri olunca hiçbir sınır tanımayanların, bizim tamamen hukuk çerçevesinde soğukkanlı bir şekilde yürüttüğümüz mücadeleyi eleştirmeleri apaçık bir çifte standarttır. Dağdaki, kamptaki veya sınır dışındaki teröristle mücadele elbette kolay değildir. Ama çok daha zor ve çetrefil olanı devletin kılcallarına kadar sızmış olan cübbeli, üniformalı, kravatlı teröristlerle mücadele etmektir.

FETÖ, amaçlarına ulaşmak için her şeyi mubah görür. Takiyyeyi, gizliliği, yalanı kullanan, en kutsal değerleri bile istismar etmekten çekinmeyen asimetrik bir terör örgütüdür. Bunu bilmeden verilecek her türlü idari ve adli karar, adaletin tecellisine yardımcı olmayacağı gibi insanlık düşmanlarına da cesaret aşılayacaktır. Biz dostlarımızdan ve adaletin tecellisi için çalışan tüm kurumlardan şunu bekliyoruz. Yaşadığımız her terör eylemi sonrasında ilettiğiniz taziye ve kınama mesajları şüphesiz anlamlıdır, değerlidir. Ama ülkemizin PKK'dan FETÖ'ye kadar envaı çeşit terör örgütüne karşı sürdürdüğü mücadelesinin başarıya ulaşması için asla yeterli değildir.

"ARTIK DAHA SOMUT ADIMLAR BEKLİYORUZ"

Bakınız, önceki gün Meclisimizin açılışına denk getirilen menfur bir terör eylemi oldu. Polisimizin etkin ve süratli müdahalesi sayesinde teröristler emellerine ulaşamadan etkisiz hale getirildi. Yapılan soruşturma neticesinde bu iki teröristin bir başka ilimizde aracını gasp ettikleri ve 6 aylık bebeği olan bir sivil vatandaşımızı şehit ettiği ortaya çıktı. Yani her açıdan vahşi, alçak, canice bir saldırıyla ve buna teşebbüs eden bir terör örgütüyle karşı karşıyayız. Ama şunu da biliyoruz ki şayet bu caniler etkisiz hale getirilmeseydi ve bir şekilde yurt dışına kaçmış olsalardı, siyasi sığınmacı denilerek korunacak, birileri tarafından adeta baş tacı edilecekti. Bugün terör eylemini kınayan dostlarımızın bir kısmı maalesef o zaman iade talebimize kuvvetle muhtemel olumlu cevap vermeyecekti. Bunu iddia olarak değil, 40 yıllık bölücü terörle ve 10 yıllık FETÖ'yle mücadelemizde sık sık karşılaştığımız bir vaka olarak ifade ediyorum. Biz acımızı paylaşan dostlarımızdan kınama mesajlarıyla birlikte artık daha somut adımlar bekliyoruz. Diğer türlü yapılan açıklamaların yaramıza merhem olmayacağının bilinmesi gerekiyor.